man to man

  1. erkek erkeğe
rüştünü ispat etmek Verb
geçinilmesi güç bir kişi olmak Verb
hakkında karar verilmesi güç biri olmak Verb
birini işverenine tavsiye etmek Verb
sorumluluk sahibi birine bir görev vermek Verb
tuvalete gitmek Verb
(jüri) sanığı suçsuz ilan etmek Verb
o adam bana çok antipatik geliyor
güvenilecek adam
mertçe, açık(ça), dürüst(lükle), yüzyüze, erkekçe, hiçbir şey gizlemeden.
a man-to-man talk.
birine eziyet etmek Verb
dünya kurulduğundan beri Adverb
herkes, hep(si), hep birlikte, ayrıcasız, istisnasız, bilâ istisna.
We accepted his idea to a man.
They answered “yes!” to a man .
mirasına konmak/yerine geçmek için birinin ölümünü beklemek.
He who waits for dead man's shoes is
in danger of going barefoot: Mirasa gözünü diken sonunda hava alır.
son ferdine kadar.
They were killed to the last man.
! İnsanoğlunun aya gideceği kimin aklına gelirdi?
To think that he was once rich! Onun vaktiyle
zengin olduğuna bin şahit gerek.